Çocukluğum sokakta oyun oynamakla geçmişti. Yemek yemeyi, su içmeyi unutacak kadar oyun oynardım. Oyun oynadığı çağlar bir çocuğun en güzel anılarındandır. Bana göre oyun oynayan çocuklar 2ye ayrılır. Zamanı unutarak oyun oynayanlar ve zihnindekilerden kaçmak için kendini oyunun içinde unutanlar.
Ben ikincisiydim. O kadar da kolay değildi tabi kendimi unutmak. Dışarıda top peşinde koşarken evdeki bağrışmayı dışarıdan duyduğum zamanlar hiçbir şey olmamış gibi oyuna adapte olmak biraz zordu.
Çocukluğunda içlerindeki fırtınayı bastırıp yüreğinde saklayanlar büyüdüklerinde hep 1 fazla kırılgan oluyorlar bence. Hep 1 fazla hassas. Hep 1 fazla mutlu etmeye meyilli. Kendi mutlu olamadığından, çocukluğunun o endişeli günlerdeki açığını çocukluğu kadar sevdiği kişileri mutlu etmekle kapatmaya çalışır. Aynı şekilde kendi iç dünyasındaki açığın da başkaları tarafından kapatılmasını bekler.