1- Elbette ilk madde Güneş!
Sıcak havalarda güneşten hayıflanmak üzereyken radikal bir karar alın ve hâlinizden memnun olun. Güneş var, Sıcakta mayışın. Tadını çıkarın. Kışın bu soğuk günlerinde nasıl üşüdüğünüzü hatırlayın ve derin bir oh çekin. Hiç mi esmiyor?! Akabinde 2. madde geliyor...
2- Karpuz... Dondurma... Limonata!
Elbette zevk meselesi lâkin benim karpuz, dondurma, limonata 3lüme karşılık siz de kendi 3lünüzü keşfedebilirsiniz.
3- Bir bebek ya da bir çocuk!
Çocukları ya da bebekleri sevmeseniz bile, davulun sesi uzaktan hoş gelir misâli; onlarla azıcık da olsa vakit geçirmeyi deneyin. Her şeye mantık yürüttüğümüz, anlamlı kılmaya çalıştığımız ve yorulduğumuz hayatlarımıza karşılık öyle sâde ve öyle saf düşünüyorlar ki, bırakın komik olsunlar. Bırakın saçmalasınlar. Bırakın bıktırsınlar. Onlara imrenin. En ''art niyetli'' olanı en nihayetinde hakîki kötülükten uzak ve çıkarsızdır. Bir bebeğin ellerine dokunun, parmaklarının parmağınızı sardığı zamanki mutluluğunuzu en iç yerinizde barındırın. Bir çocuk ile yürüyün, karşıdan karşıya geçin, elinizi tutmasına izin verin. Elinizi nasıl da güvenerek tuttuğunu fark edin. Bu güveni ona verebildiğinizin mutluluğunu en iç yerinizde barındırın.
4- 70 yaş üzeri bir büyüğünüz!
Aslında bu başlı başına bir makâle konusu olabilirdi. Belki daha ileride yazacağım. 70 yaş üzeri birinin hayata içten içe nasıl umutla bağlandığını gözlemleyin. Çoğumuzun yaptığının aksine, bir çok şeyi nasıl umursamadığını fark edin. İşte asıl hakîkat bu. Bir bebek, bir çocuk ya da bir yaşlı... Nasıl da umursamazlar öyle değil mi? İşte bu mertebeye yaşlanmadan gelebildiyseniz, ne mutlu size! sizden mutlusu olamaz!
5- Kirlenmek güzeldir!
Lütfen arada sırada da olsa kirlenin. Yaz ayları bunun için mükemmel bir fırsat. Yalın ayak dolaşın. Güneşe izin verin. Toprağa izin verin. Doğa teninize karışsın.
6- Köye gidin!
Köyünüz mü yok!? İstanbul'a yakın onlarcası var. İstanbul'da değil misiniz? Gözlerinizi açın ve bakın, eminim ki sâde hayatlar yaşayan, emek vermeyi seven insanların yaşadığı yerler bulacaksınız.
7- Emek verin!
Herhangi bir konuda, herhangi bir şeye emek verin. Mutlu olun.
8- Karalayın!
Evet tam olarak bunu yapın. Yeteneğiniz varsa bir şeyler çizin. Zihninizi ya da gözünüzün gördüğünü. Yeteneğiniz yoksa kalemi alın büyükçe bembeyaz bir sayfaya karalama yapın. Her şeyi atın oraya, sayfada karman çorman kalsın, rahatlayın.
9- Tuvalete gidin!
Her ne yapıyorsanız yapın, rahatlamış olarak çıkacaksınız. En azından bu bende böyle işliyor.
10- Şarkı söyleyerek duş alın!
Akustiğinden ötürü, benim sesimi bile çekilir hâle getiriyor. Deneyin, iyi hissedin.
11- Top oynayın!
Futbol, voleybol, her ne ise... Top peşinde koşun. Bu süreyi kayda alırsanız izlerken farkedeceksiniz ki top ile koştururken, atlayıp zıplarken gülümsüyorsunuz! Aksi imkansız.
12- Puding, tatlı vb. sütlü tatlı pişirdikten sonra tencerenin dibini parmağınızla sıyırın!
Bence altına bir şey yazmaya lüzum yok, ziyâdesiyle açık! :)
13- Televizyonun karşısında uyuyakalın!
Kendi evimde televizyon yok ancak yıllar öncesinden hatırlıyorum, yorgun bir günün ardından televizyon izlerken uzandığınız yerde uyuyakalmak güzel bir his.
14- Kışın parmaklarınızı içtiğiniz çay bardağında ısıtmak!
Buna huzur da diyebiliriz.
15- İyi hissettiğiniz ve mutlu olduğunuz her anın aslında küçük değil de kocaman bir an olduğunun farkına varın!
Çok kıymetli birinin tanıştığımız gün bana söylediği en güzel 2 cümleden birisi; dün gibi aklımdadır...
Think Positive!
Siz de olumlu düşünerek etrafınızda daha öncesinde görmediğiniz, göremediğiniz detaylar ile mutlu olup iyi hissedebilirsiniz. Bu mümkün...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder