16 Temmuz 2015 Perşembe

Lafın Gelişi



    TSM ve THM dışında asla eskitemediğim bir kaç şarkı var; ki bu şarkıları peşpeşe defalarca dinlesem bile bir sonraki seferi yeniden dinlerim, katîyen sıkılmam. Paylaştığım şarkı da o şarkılardan yalnızca bir tanesi. Bu şarkı ile ilgili sevdiğim şey o kadar çok ki. Müziği, hissettirdikleri, huzuru, hüznü, sâdeliği, sözleri, sözlerinin açıklığı.

     Birşeyleri anlamış olmanın en zor, en acımasız yolu bu olsa gerek; anlatılan her şeyin sessiz ve kelimesiz olması, ortada çığlık atan bir sessizlik olması. Bence fazla bencilce. Samimiyetten uzak. Cesaretten yoksun. Böyle olmamalı. Bu çok küçük hissettiriyor, geçmiş gitmiş bile olsa güzel olan her şeyi fazla değersizleştiriyor.

     Sabır, ne güzel bir erdem diyordum. Hâlâ da aynı şekilde düşünüyorum. Saflığa karşı bütün inancımı ve daha da önemlisi; bütün güvenimi kaybettim. Yorgun hissediyorum. Evet, yeni bir gücüm var artık, sıcacık bir el var hayatımda, mis gibi bir arkadaş, mis gibi bir yürek tam da yüreğime nâzır, fakat yine de yorgunluğum içimde fazla yer etmiş durumda ve ancak huzuru bulduğumda kaçıp gider.

     Huzur, hemen gel. Yıllar oldu, öyleyse gelirken kocaman gel, beklediğime değecekmişçesine gel. Her neredeysen, hemen gel.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder